28 Ekim 2018 Pazar

Kitap bastırmak mı online yayınlamak mı?


Yaşadığımız şu yüzyılda bir yazının ya da fikrin yayılması maksimum 10 - 15 dakikayı alabilir. Viral hale gelen reklamlar, izlenme rekoru kıran videolar, büyük kitlelere ulaşan vloggerlar...
Bu örnekler çoğaltılabilir.
Çünkü artık somut olmayan bir alanda, bulaşıcı bir hastalıktan bile daha hızlı yayılan bir haber ağına sahibiz.
Yeni çıkacak bir filmi, ödüllü bir romanı, reyting rekoru kıran bir diziyi bulmak için Google ya da Youtube arama motoruna yazıp aramanız yetiyor da artıyor. 
Ee işler bu hale gelmişse neden hala somut kitap bastırma derdinde bu insanlar? 
Güne adapte olup neden yazdıklarını internette paylaşmaktan korkuyorlar? 
Çalınma fikri insanları internetten uzak tutuyor.
Ya fikrim çalınırsa? 
Ya birisi alıp benden daha iyi yazarsa?
Ya ben değil de başkası yerimi alırsa?
Bundan korkuyoruz. 
Bende korkuyordum. Ama korkunun ecele bir faydası yok demiş büyükler. 
Yazmak konusundaki korkuyu ve paylaşmak konusundaki çekinceyi internet sayesinden yıkabilirsiniz.
Kendinize sakladığınız o MÜKEMMEL FİKRİ bırakın başka birileri daha okusun. Paylaşsın, yayılsın, onların yorumlarıyla farklı ve daha derin bir hal alsın. Eksiklerini görebileceğiniz, karakterleri tartabileceğiniz, okurken keyifleneceğiniz bir şeyler ortaya çıksın.
Şimdi büyük yayınevleri dahi internet ortamında yayılan ve büyük kitlelere ulaşan yazarların kitaplarını basmayı tercih ediyor.
Yani zaten okuyucunun tüm bölümlerine ulaşabildiği kitapları alıp baskıya gönderiyorlardı. Yazar ve yayınevi bu baskıda bir miktar gelir elde ederken, somut bir eseri de ortaya çıkarmış oluyorlar. Ama bu çok mu şart? Yani kitabınızın ile basılması mı gerekiyor büyük kitlelere ulaşması için?
Kesinlikle hayır.
Sadece internet ortamından yazarak milyonlara ulaşan onlarca yazar var. Örneğin John GREEN'ı bu kadar ünlü yapan şey aktif bir youtuber olması! Komik mi geldi kulağına? Youtuberlık ne alaka mı diyorsun?

Türkiye'den bir örnek vereyim o zaman: BAŞAK KABLAN(Önce Babam Öldü Sonra Hayallerim)


Kendisi Youtube'da hatrı sayılır bir kitleye sesleniyordu ve kitap yazdığını, buradan duyurdu. Kitabının çıkacağını yine internetten duyurmuş tanıtımını Youtube'dan yapmıştı. Şimdi beklemediği kadar büyük bir kitleye sesleniyor kitabı çoktan birkaç baskıyı geride bıraktı.
Yani internet ortamından adını duyurmak, yazdıklarını yayınlamak, kendine bir çevre edinmek, okuyucu kitlesi kazanmak şart!
Bunları yaparak fikrini çaldırmıyor, dünyaya açıyorsun. Londra'daki bir okuyucuyla, Artvin'deki bir okuyucuya aynı mesafeden ulaşıyorsun.
O yüzden yayınevı yayınevi gezmeden önce kendini internet ortamında tanıtmayı dene buradayken bir alan ve güven elde et. Sonrasında işler elbette hemen yoluna girmeyecektir. Hemen büyük yayınevleri kapılarını sonuna kadar açıp kucaklamayacaktır seni. Ama durduğun nokta artık 0 noktası olmayacaktır.
Bende bu yüzden yazıyorum bu blogu. Yazma tutkumu kendime saklamaktan yorulduğum, yazdıklarım nasıl acaba diye düşünmekten bıktığım ve yayınevlerinden cevap beklemektense kendi kendimi sınamak istediğimden dolayı buradayım.
Korkmayın.
Sizin gibi düşünen o insanlara sokakta değil ama internette rastlayacaksınız! Kitabınızın ana fikrini anlayan yorumlayan bunu yapıcı eleştiren ve bıkmadan bölümleri bekleyen o kişiler yakında çok yakında parmaklarınızın ucunda sizi bekliyor olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Follow Us @brandallfigure